Türkiyenin ABD karşıtlığı
değişimden geçiyor
Joost Lagendijk
Başbakan Erdoğan,
Dışişleri Bakanı
Davutoğlu ve diğer bakanlar bu hafta ABDyi
ziyaret ediyor. Ana gündem maddesinin Suriyedeki durum olacağı
aşikar.
Türk hükümeti, bir kez daha,
Amerikalı muhataplarını,
Suriye silahlı direnişinin ılımlı
kanadına silah vererek ve Türkiye-Suriye
sınırında güvenli
koridorlar veya uçuşa yasak bölge kurulmasını garanti ederek daha kuvvetli biçimde
devreye girmeye iknaya çalışacak. Obama yönetimi de, bir kez daha,
Suriyedeki kanlı iç savaştan derinden endişe duyduğunu, Türkiyenin kaygılarını anladığını,
ama taleplerine olumu yanıt verecek durumda ve isteklilikte olmadığını izah
edecek. Ya Suriyeli isyancılara güvenmediklerinden ya da Suriyenin kuzeyinde
Esaddan kurtarılmış
bölgeler kurmanın çok karmaşık bir iş olmasından
ötürü. Moskova ile yeni bir
diplomatik girişim üzerinde uzlaşan Washington,
büyük ihtimalle, Erdoğan ile Davutoğlunun ziyaretinin sonunda, içten içe pek inanmadığı
bu seçenek için gönülsüzce destek açıklayacak.
Lakin, bence asıl dikkate şayan olan, Obamanın Suriye bataklığının dışında
kalma kararlılığı
değil de, Ankaranın
Amerikalıları içine
çekmek için vargücüyle bastırması.
Bu da, bize, bir kez daha,
ABDnin Ortadoğu politikasından beklentilerin
ne kadar öngörülemez ve değişken olduğunu gösteriyor. 10 yıl önce, Türklerin ezici çoğunluğu, haklı olarak, ABDnin Irak işgalini protesto ediyordu. 2 yıl önce, Türk hükümeti, halkın tepkisinin bir yansıması olarak, Bingazi merkezli Libya muhalefetini korumak için ABD ile Avrupanın ortak askeri müdahalesine
karşı çıkmış,
ama daha sonra karar değiştirmişti.
Washington bölgeye müdahale
ettiğinde de (Libya), etmediğinde
de (Suriye) suçlanıyor
vesselam.
Özellikle Türkiyenin Esadı devirmesine ABDnin yardım etmesi için ricacı
olması, arka planda Türkiyede güçlü Amerikan karşıtlığının süregitmesi bakımından dikkat çekici. Pew Araştırma Merkezinin Küresel Tavır Projesi, yıllardır, Türklerin, dünyadaki Amerikan karşıtlığının
şampiyonları olduğunu
gösteriyor. 2012deki son araştırmada,
ABD aleyhinde görüş bildiren Türklerin oranı yüzde 72yi bulurken, sadece yüzde 15i olumlu fikir beyan etti.
Amerikalılara bundan daha eleştirel bakılan sadece iki ülke var,
Pakistan ve Ürdün.
Pek çok Türkün ABDye bu kadar olumsuz
hisler beslemesinin akıl almazlığı
hakkında son birkaç yıldır epey şey yazıldı, söylendi. Bazı analistler, Amerikan kültürü ve uygarlığına
yönelik derin bir nefrete işaret
ederken, çoğu gözlemci, Türkiyedeki Amerikan karşıtlığının,
Türklerin ABDden yüz çevirmesinde büyük artışa yol açan 2003teki Irak işgali başta olmak üzere, bölgede had safhada nefret edilen Amerikan politikalarıyla doğrudan
bağlantılı olduğuna
inanıyor.
Washingtonın içini dışını çok iyi bilen
Ömer Taşpınar, geçen yıl Todays Zaman gazetesindeki köşesinde, Amerikan karşıtlığını Türkiyenin kimlik sorunlarıyla Kürt sorunu ve siyasal
İslam- bağlantılandırarak,
bu tartışmaya ilginç bir boyut
kattı. Taşpınara
göre, genelde Türkler, ABDyi, PKKyı besleyip büyütmek ve elinin
altında bağımsız
Kürdistan yaratma planları bulundurmakla suçluyor. Benzer şekilde diye yazıyor Taşpınar,
Laik Türklerin çoğu, Amerikayı, Türkiyede ılımlı
İslamı teşvik
etmek ve Kemalist laikliğin altını oyması için AKPyi kullanmakla
suçluyor. Sofu Türkler de, Müslüman karşıtı politikaları
ve askeri darbelere desteği yüzünden ABDye bir o kadar kızgın.
George
Washington Üniversitesinin Ortadoğu
Araştırmaları Enstitüsü
Başkanı Marc Lynch, geçenlerde
Foreign Affairs dergisinde yayımladığı
Arapların Amerikan karşıtlığına dair
makalesinde, Taşpınarın
savını yeni bir aşamaya taşıdı: ABDye karşı onca kültürel ve siyasi
antipati besleyen İslamcılar, Amerikan desteğinden yararlanan rejimin gediklileri haline geliyor. Artık Amerikan karşıtlığının öncülüğünü temsil etmiyorlar: O rol, ironik biçimde, soyut manada Amerikan
değerleriyle özdeşleşebilecek
ama ABD destekli statükoda marjinalliğe mahkûm solculara ve liberal muhalefet hareketlerine kaldı.
Taşpınar ile Lynchin gözlemlerinin
bileşimi, Türkiyedeki
özel duruma tekabül edebilir mi, niye Kürt sorununu
çözme çabalarında Washingtonın yardımını
alan AKP, ABDnin Suriyeye müdahil olması için can atarken, CHPnin buna şiddetle
karşı çıktığını
açıklayabilir mi?
j.lagendijk@zaman.com.tr